SARİYERGAZETESİ.COM – BEKİR BATU – KÖŞE YAZISI
Elazığ’daki 6.8’lik depremin ardından herkes yine aynı soruyu birbirine sormaya başladı. “İstanbul depreme hazır mı?” Bu kez de soruyu, deprem algısına biraz daha dikkat çekebilmek adına Sarıyer’e uyarlayalım. “Acaba Sarıyer depreme ne kadar hazır?” İstanbul’un depreme genel anlamda hazır olmadığı herkesin kabul ettiği acı bir gerçek. Peki Sarıyer’de durum ne, deprem için önlem alınıyor mu, binalar ne kadar dayanıklı, yerel kamu kurumları olası bir depreme ne kadar hazırlıklı…
Sarıyer’de mülkiyet sorununun bunca yıldır çözülememiş olması, eski binaların kentsel dönüşüm yoluyla yenilenememesine neden olmuş, bu da olası deprem durumunda eski binaların insanlar için büyük tehdit oluşturması sonucunu doğurmuştur. Tapusu olmayan arazilerdeki binaların yıllardır bırakın yenilenmeyi, güçlendirilememesi yüzünden Sarıyer halkının büyük kısmı riskli binalarda yaşamaya devam etmektedir. Boğaziçi Kanunu yüzünden yasal olarak binalara çivi bile çakılamıyor olması nedeniyle halkımız, mecburen eski binalarda yaşamayı sürdürüyor. Sarıyer’de tarihi binalar ve yapılar haricinde binlerce bina 50 yaşın üzerinde… Daha eski ve yaşlı binaların sayısı da az değil. Yıllar önce Anadolu’dan gelen insanların başlarını sokmak için o zaman ki şartlarda yaptıkları evler, bugün hiçbir güçlendirilme yapılmadan depremi bekliyor. Vatandaş evinin tapusu olmadığı ve Boğaziçi İmar Yasası gibi etkenler yüzünden evlerini depreme hazırlayamıyor. Zaten toplumun ekonomik şartları da genel olarak buna imkan vermiyor. Tüm bunlara bakıldığında Sarıyer’de binaların büyük kısmının çok yaşlı ve eski olması nedeniyle ilçemizin depreme hazır olmadığı ortada. Bu binaların olası bir depremde ayakta kalmaları ne yazık ki çok zor. Yeni yapılan binalar ve evlerin sayısı ise çok fazla değil.
O yüzden Sarıyer’in tapu sorunu en kısa zamanda çözülmeli ve insanların eski evlerini depreme hazır hale getirebilmelerinin önü açılmalı. Boğaziçi Yasası’na deprem istisnası konularak bu evlerin güçlendirilmesi konusunda gerekli düzenlemeler yapılmalı. Aksi halde çürük ve eski binalar Sarıyer’de insanlarımızın hayatları açısından risk olmaya devam edecek. Devlet ve özellikle Sarıyer’i yönetenler insanların hayatlarını tehlikeye atan bu durumun çözümü konusunda gerekli çalışmaları mutlaka en kısa sürede yapmalıdır. Devlet, elbette vatandaşlarının depremde ölmesini istemez. O yüzden devlete de en az vatandaşlar kadar sorumluluk düşüyor. Bu yüzden tapu meselesi çözülmeli ve en kısa sürede binaların güçlendirilmesinin önü açılmalıdır. Aksi halde depremin her an kapımızda beklediğini bilmemiz gerekiyor. Yoksa iş işten geçtikten, felaket kapımızı çaldıktan sonra vereceğiniz tapunun kimseye faydası olmaz. Bugün Sarıyer’de on binlerce kişi depreme dayanıksız eski binalarda oturuyorsa, bunda Sarıyer’in tapu sorununu çözmeyen siyasetçilerin vebali büyüktür.