Kategoriler
Köşe Yazıları Manşet

AVUKAT NECATİ YILDIRIM: “AŞKTAN KULELER”

Sarıyer’in tanınan ismi deneyimli hukukçu Avukat Necati Yıldırım, SARIYER OLAY için yazdı;


Yeni insanın yeni aşkı yeni binalar yapmak. Bir yarış var, çılgınca bir yarış. Herkes yıkıp yenisini yapmanın sarhoşluğunda. Deprem korkusu mu, daha zengin olma coşkusu mu?

Ne kadar yüksek olsalar da içinde yaşayanlara göredir ferah olup olmadıkları. Mutlu olmak, huzur içinde yaşamak için yapılmıyor yeni binalar. Çok sağlam zeminde en korkunç yıkımlara karşı dimdik ayakta dursun diye yapılıyorlar. İyi de oluyor aslında. Herkes kazanıyor, yaptıran da yapanda. Ekonomi ayakta duruyor. İnşaat sektörün ün geleceği çok parlak, gayrimenkul en çok kazandıran yatırım aracı. Bunlar biliniyor zaten. Biz şimdi bilinmeyenleri yazalım. Kentlerin 20-30 yıl sonra nasıl olacağını, nelerin yaşanacağını yazalım.

Bu gün yapılan binaların 20-30 yıl sonra yıkılarak yeniden yapılacağını söylersek, niye böyle bir şey olsun diye itiraz edeceğinizi biliyorum. Şimdi anlatınca hiç zorlanmayacaksınız kolayca kabullenip bana hak vereceksiniz.
Kentler uygarlıktır. Sosyal yaşamdır. İnsanın kendisini en iyi hissedeceği alanlar, eğlence, sanat, spor ve alışveriş yerleri şehir merkezlerinde vardır. Hastahane ve ilkokuldan Üniversiteye kadar eğitim kurumları buralardadır. Şehirlerde iş imkanı, çalışma imkanı fazlasıyla bulunur. Bu gün yaptığımız gibi neden bu kadar çok yıkıp yapmamıza rağmen, 20-30 yıl sonra yine yıkıp yeniden yapma zorunlu hale gelsin ki, diye sorabilirsiniz. Neden mi?

Doğru yapmıyoruz da ondan. Kentsel dönüşüm yapmıyoruz, kenti tüm yönleriyle ele alıp planlama yapmıyoruz. Bu meyanda kentler; barınma, iş, eğitim, eğlence, sanat ve sporun her yönüyle yaşanabileceği, sağlık imkanlarına rahatça ulaşabileceği şekilde kurgulanmalıdır. Ne var ki bu gün kent planlanmıyor. Bina yıkılıp yapılıyor. Yollar, yeşil alanlar, park ve bahçeler planlanmalı, eğitim, hastahane gibi imkanlar yer almalıdır. Ancak maalesef bunu oturtamadık. Büyük şehirleri özellikle İstanbul yaşanabilir bir kent olma özelliğine kavuşmuyor. Bisiklete binme alanları yok. Yaşam devam ediyor.

Bu gidişle bir gün gelecek kule gibi binaların üst katlarında yaşayacağız. Diğer katlar da insan olmayacak. Ayağımız hiçbir zaman yere basmayacak. Bu bizim arzu ettiğimiz bir sonuç. Binaları değil, mahalleleri, semtleri-ilçeleri , şehirleri ve nihayetinde kentleri planlayacak, buraları yıkıp yapacağız. Yaşama değer katacağız. Selam ve saygılarımla.

Av. Necati Yıldırım

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir