Kategoriler
Manşet Röportaj

Ertem: “Hayattaki her an bir derstir”

SARİYERGAZETESİ.COM – RÖPORTAJ: RUKİYE AY

Ada Alize Ertem neden oyunculuk yapıyor?

14 yaşında Müjdat Gezen Sanat Merkezi’nde başladı oyunculuk kariyerim. Sonra İzmir Sanat Tiyatrosu, Ali Poyrazoğlu ile beraber yolculuğum devam etti. Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Tiyatro Bölümü’nü kazandıktan sonra yolculuğum Amerika Off – Broadway ve Stella Adler kamera önü oyunculuğu ile devam etti. Şu an Şehir Tiyatroları’nda Ay Carmela oyununda Carmela karakteri ile serüvenim devam ediyor. Bunun yanı sıra diziler, reklam filmlerim devam etmekte. Yaşam biçimi, nefes alma diyebilirim… Çok erken yaşta başladığım için vazgeçilmez bir alışkanlık benim için, aynı zamanda fedakarlık ve emek. Siz ne kadar emek verirseniz dönüşü de sizi o denli tatmin ediyor.

Tiyatroda bir role hazırlanırken genelde neler yaparsınız?

Hayattaki her an bir gözlem, bir ders… Gözlem işin çok büyük bir bölümüdür. Önce oyunu okurum, yazarın diğer oyunlarını da bilmek yazarı tanımak adına çok yardımcı oluyor. Karakteri çözümlemeye çalışırım, kaç yaşında, nelerden hoşlanıyor, karakterin travmaları neler, mutlu olduğu şeyler neler, sonra ezber yaparım ama oyun olduğu günler kafam hep oyunda belki sahnede 2 saat varız ama karakter oyun günleri hayat akışında hep kafamda devam ediyor.

Ada Alize Ertem’in hayatında iz bırakan oyuncular kimler?

Oyunculuğa Ali Poyrazoğlu Tiyatrosu’nda başladım. O yüzden çok şanslıyım, ondan çok şey öğrendim. Konservatuara girdiğimde zaten oynuyordum. Zuhal Olcay idolümdü. Bir oyuncuda olması gereken birçok şey onda mevcut.

Oynayacağınız bir karakterin ruhuna hayat vermek dersle mi yoksa yaşanmışlıkla mı oluyor?

Hepsi bütündür, ayıramazsınız. Pratikte çok iyiyim teoriyi boş ver derseniz derinliğiniz olmaz. Sadece teoriye yüklenir pratiği es geçerseniz oyunculuk yapamazsınız. Yaşanmışlık ve derinlik çok önemlidir.

Şehir Tiyatroları’nın başarılı oyuncusu olarak, bir oyuncuda olması ve olmaması gerekenler nelerdir?

Kesinlikle spor yapmalı, kendine dikkat etmeli, eğer şişman bir karakteri canlandıracaksa ona göre kendini şekillendirmeli. Bizim işimiz vitrin, bedenimize, enstrümanımıza sahip çıkmazsak, bakımını yapmazsak yarı yolda kalırız. Hobileri olmalı, müzikten, danstan  anlamalı, dil bilmeli. Bir de enstrüman çalarsa ne büyük hazine olur. Olmaması gereken en büyük durum da egosunun kişiliğinin önüne geçmemesidir.

Bugüne kadar hangi usta oyuncularla çalıştınız? Size katkıları ne oldu?

Ali Poyrazoğlu Tiyatrosu’nda başladım, ne yalan söyleyeyim ne öğrendiysem ondan öğrendim. Çok zeki ve çok okuyan bir tiyatro adamı, bana çok iyi bir pusula oldu.

Stresli bir iş yapıyorsunuz, içinizdeki fırtınaları hangi yollarla susturuyorsunuz?

Sağlam sinirlere sahip olmanız gerek, aynaya baktığında kendinizden nefret etmek mi yoksa kendinizle gurur duymak mı bu size kalmış! Her gün en az 1 saat, onun dışında at binmek en büyük antidepresan.

Ada Alize Ertem’in hedefleri nelerdir? Başarıya giden yolda bir ekibimiz var mı?

Hiçbir zaman, oldum demek öldüm demektir. “Oldum ben muhteşemim” dediğiniz gün bittiğinin gündür, hiç bir zaman tam manasıyla olmaz, hep çok daha iyisi vardır. Sizin en büyük yarışınız kendinizle olmalıdır. Off Broadway’de oynamaktı, gerçekleştirebildim. Yabancı bir filmde savaşçı bir karakteri oynasam çok iyi hissederdim sanırım. Yolculuk çok uzun, bence en büyük ekip kişinin kendisi olmalı.

Kendinizi sizce hangi rolde ifade edebiliyorsunuz, neden?

Karakterimden kaynaklı, kuvvetli karakterleri oynarken rahat hissediyorum kendimi… Ama bu zamana kadar çok zıt roller oynadım; arabozan, evlilik bitiren kadın ya da o oyunun fırlama karakteri… Bu arada şarkı söyleyip dans ettiğim oyunlarda kendimi çok özgün hissediyorum.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir