Kategoriler
Köşe Yazıları Manşet

Yaşam koşulları mutluluğu etkiler

SARİYERGAZETESİ.COM – METİN AKMAN – KÖŞE YAZISI

Dostlarım,

Yaz tatilinde gezmek, yeni yerler görmek veya eski gördüklerimizi yeniden görme,  anılarımızı tazelemek çok güzel… Tatilde sevdiklerinle dostlarınla çocukların torunların eşinle berabersen senden iyisi yoktur. Tabi ki bir de seni sıkıntıya sokabilecek hiç bir şeyi düşünmeyebiliyorsan işte o zaman tatildesin demektir.

Ağustos ayı da bitti Eylül’e giriverdik, hazan mevsimi, güz, sonbahar bir yıl daha bitiyor ömürler geçiyor.

Hepimizin hikayesi ayrı, ömür geçerken kalan izler iyisi de var kötüsü de… Ama yaşamak güzel içimizdeki yaşama sevincimiz hiç bitmemeli.

Kader alın yazısı birimizinki birimize uymaz.

Yaşam koşullarımız da mutluluğumuzu etkiler. Eğer ekonomi düzgün, milli gelir seviyesi kişi başına yüksek veya normalse yani borçlanmadan bütün ihtiyaçlarını karşılayabiliyorsan geleceğinle ilgili endişen yoksa ne mutlu sana! Ama eğer ay sonunu nasıl getireceğim diye düşünüyorsan vay haline… O zaman ülke ekonomisinde iyi gitmeyen şeyler var demektir.

Zaman zaman ekonomilerde bozulmalar olabilir. Her ülke ekonomik sıkıntılar yaşayabilir sıkıntıları aşabilmek için çalışmalar yapılabiliyorsa milletçe göğüs gerip iyi günlerin gelmesini bekleriz.

Ekonomiler durup dururken bozulmaz şartlar dünyadaki genel durum baş aktör olabilir. Bir de planlamanın iyi yapılmaması halinde Gelirinden fazla giderin varsa ekonominin bozulması kesindir.

Aile bütçesi de aynıdır. Ay sonunu getirebilmek için bazı yiyecekleri yutkunarak geçeceksin, tatilde gezmeyi unutacaksın vs. gibi bunlar ekonominin iyileşeceğine inanarak göğüs germektir.

Türkiye’mizin sorunları bir tane değil büyük devlet olarak kalabilmenin mücadelesini veriyor.

Komşu devletlerdeki huzursuzluk, kargaşa, iç savaş en çok bizi etkiliyor. Ülkelerindeki savaştan kaçan kadın, erkek, çoluk çocuk ülkemize sığınıp hayatlarını kurtarmışlardır. Milyonlarca insanın sığınmalarını kabul ederek yaşamalarını sağlamak çok büyük olgunluk ve çok büyük sevaptır. Bu sevabı milletçe paylaşıyoruz ama kalış süreleri uzadıkça ekmeğimizin yarısını onlarla paylaşmış oluyoruz. Yani bizim gelirimiz artamıyor (millet olarak) işte o zaman aile ekonomimiz de kötüleşiyor. Devletimiz gerekli tedbirleri almaya çalışsa da devlet olmanın şartı savunma, güvenlik, sağlık, eğitim, ulaştırma ve adalet gibi temel ihtiyaçları en yüksek seviyede karşılamak durumundadır. Bu ihtiyaçlardan taviz veremez. Nasıl ki PKK ve FETÖ belasını bitirmek için durmadan mücadele etmek mecburiyettir, temel ihtiyaçlarında mutlak temini gereklidir.

Bütün kamu kuruluşları israfa son vermek durumundadır. Nasıl ki cebimizdeki parayı harcarken bir değil üç düşüneceğiz, kamu hizmeti yapan kuruluşlar da aynı şekilde düşünmek durumundadırlar. Çünkü bütçeleri bizim cebimiz gibidir.

En kısa zamanda başta ekonomi olmak üzere bütün sıkıntılı işlerimizde düzelmelerin olması dileklerimle,

30 Ağustos Zafer Bayramımızı kutluyorum.

Hepinize sevgiler.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir