GÖLGE ADAM yazdı;
Havalar iyice soğumadan ‘Şöyle güzel bir Sarıyer havası alayım, sahilde yemek yiyip, boğaza nazır çayımı yudumlayayım, sonra da gazeteye geçip Gölge Adam‘ın son yazısından sonra ilçede neler konuşulduğunu öğreneyim’ diye kendimi yollara vurmuştum…. İşte bu masum düşüncelerle Maslak’a gelmiş, trafik ışıklarında yeşil ışığın yanmasını beklemeye başladım.
Öğle saati gelmiş, bir hayli de acıkmıştım…
Yeşilin yanmasını beklerken, gözüm yol kenarında yürüyen insanlara takıldı. Sarıyer Belediyesi çalışanlarının caddede yürüdüklerini ve yemek yemek için dışarılarda olduklarını gördüm. Belli ki personel öğle yemeğine çıkmış, herkes kendi arkadaş grubuyla yürüyerek bütçelerine uygun mekanlarda karınlarını doyurmanın telaşına düşmüştü.
Belediyede milyonluk bütçeleri yöneten birim müdürleri İstinyepark gibi lüks mekanlarda istediklerini yiyebiliyorken, belediyedeki emekçiler ise haliyle bütçelerine uygun esnaf lokantalarını tercih ediyordu. Öyle ya herkesin yeri belliydi…
Maslak’ta etrafa çil yavrusu gibi dağılan belediye personelini görünce, aklıma deli sorular takılmaya başladı. Acaba Sarıyer Belediyesi’nin güzeller güzeli yemekhanesinde neden yemek çıkmıyordu? Acaba belediye SÖZKUR‘a ve ALBAYRAK‘a para yetiştirmek için kendi personelini aç mı bırakıyordu? Halkçı (!) ve emekçi (!) bir belediye nasıl olur da çalışanlarını yemeksiz bırakırdı! Yoksa doğrudan alım ve seçim yorgunu belediyenin kasasında para mı kalmamıştı!
İşte bu ve buna benzer deli sorular kafama takılmışken, belediyedeki bir dostumun kısa süre önce bana anlattıkları aklıma gelivermişti…
Sarıyer Belediyesi’ndeki yemek krizinin ilginç bir öyküsü vardı. Sarıyer Belediyesi’nde çalışan ve 7 aydır dışarılarda yemek yemek zorunda kalan çalışanlar da bu olayın iç yüzünü eminim Gölge Adam sayesinde öğrenmiş olacaklar… Belediye hep zampara müdürlerin aşk hikayeleriyle gündeme gelecek değil ya! Biraz da başka konularla öne çıkmalı… Peki neydi bu belediyedeki yemek çilesinin perde arkası?
Sarıyer Belediyesi’nde çalışan binlerce emekçinin yemek çilesi çekmesinin nedeni tam bir inat.. Sadece inat değil aynı zamanda siyasi hesaplaşma ve siyasi kavga… Bedelini de üç kuruş maaşla çalışmak zorunda kalan emekçilerin çektiği bir inat…
Belediyedeki yemek krizinin geçmişi 21 Mayıs 2019 tarihine dayanıyor. Sarıyer Belediyesi her yıl olduğu gibi belediye personeline yemek verilmesi için söz konusu tarihte bir ihale açıyor. Belediye, çalışanlarına öğle yemeği verebilmek için tam 11 bin 450 adet öğle yemeği satın almak istiyor. Destek Hizmetleri Müdürlüğü‘nün 2019/215277 kayıt numarasıyla düzenlediği ihaleye göre işi alacak şirketin, Pınar Mahallesi’ndeki hizmet binası çalışanlarına 3 Haziran’dan başlayıp, 31 Aralık 2019’a kadar yemek vermesi planlanmıştı. Yemekler belediyenin kendi binasında bulunan yemekhanesinde verilecek, böylece binlerce çalışan öğle yemeklerini dışarı çıkmadan bina içinde yiyebileceklerdi.
Ve nihayet 21 Mayıs’ta belediyenin yemek ihalesi düzenlenir. Ancak ne var ki büyük bir sürpriz yaşanır ve Sarıyer Belediyesi’ndeki beyin takımının (!) hiç hoşuna gitmeyecek bir olay gerçekleşir. İhaleyi bugüne kadar geçmişte hep olduğu üzere belediyenin gönlünden geçirdiği şirket değil de sürpriz bir isim kazanır.
Bu isim Mehmet Deniz’den başkası değildir. CHP Sarıyer Eski İlçe Başkanı Mehmet Deniz‘in sahibi olduğu Göldeniz Catring isimli şirket ihaleye EKAP üzerinden katılır ve en uygun fiyatı vererek ihaleyi kazanır. İhaleye giren diğer firmanın verdiği fiyatın neredeyse yarısını teklif eden Mehmet Deniz işi resmen kazanır.
Ancak ne var ki bu durum Sarıyer Belediye Başkanı’nın ve belediyedeki bazı akıl hocalarının hiç hoşuna gitmez. Öyle ya gönüllerden geçirilen şirket ihaleyi kaybetmiş, iş geçmişte siyasi sorunlar yaşanılan bir partiliye kalmıştı. Sen nasıl olur da bir belediyeyi söz verdiği bir şirkete karşı mahcup edersin! O sözler, Sarıyer halkına verilen sözlere benzemez. Mutlaka tutmak, işi sahibine teslim etmek gerekir. Öyle yağma yoktu… Sen hem geçmişte belediye başkanını rahatsız edecek siyasi hesapların içinde olacaksın, hem de gelip belediyeden ihale alacaksın… Üstelik Göldeniz’in sicili (!) bir hayli kabarıktır… Sen güzelim aşure ihalelerine düşük fiyat ver, işi alacak sevimli şirketin zorunlu olarak fiyat kırmasına neden ol, sonra da git pişmiş yemeğe su kat… Olacak iş değildi! Belediyedeki çok bilmişlerin, tek derdi Şükrü Genç’i korumak (!) olanların gözünden kaçar mıydı bu cinlik… Haliyle kaçmadı da…
AK Partili yandaş şirketlerin belediyeden el altından aldıkları ihalelerden rahatsız olmayanlar, hemen bu işe bir çözüm bulmalıydı. Hal böyle olunca soruna (!) hemen bir çare bulundu. Yemek ihalesi sözleşme aşamasındayken 31 Mayıs’ta iptal edildi. İptale gerekçe olarak da şu mazeret gösterildi; “Yaz sezonu olması nedeniyle saha etkinliklerinin artacağından personelin yoğunlukla dışarıda bulunacağı ve personelin yıllık izin dönemi olduğundan öğle yemek talebinin aşırı düşmesi nedeniyle öğün miktarının değişimi gerekliliğinden ihalenin iptal edilmesine ihale yetkilisi olarak karar verilmiştir.”
Bu nasıl bir ihaledir ki, belediye ihaleyi kazanan şirketi beğenmeyince kendi personelinin yazın dışarıda olacağını aklına getirmiş, kendi personelinin çalışma şeklinden son anda haberdar olmuştur.
İşte CHP’nin eski ilçe başkanı Mehmet Deniz’in makul fiyat verip yasal olarak kazandığı ihale, bu komik gerekçeyle iptal edilince olan belediye personeline olur. Bu yılın sonuna kadar belediye binasındaki yemekhaneden yemek yemesi gereken emekçiler, halkçı (!) belediye başkanının ve yanındaki akıl hocalarının inadı yüzünden 7 aydır dışarılarda yemek yemek zorunda kalıyor.
Sözde halkçı ve emekçi belediyenin siyasi iç hesaplaşması yüzünden binlerce çalışan perişan ediliyor. Korkarım 2020’deki yemek ihalesini de belediyenin istemediği bir şirket kazanırsa çalışanlara yine yemek verilmeyecekler! Bu nasıl bir halkçılıktır, nasıl bir vicdansızlıktır, çalışanlara nasıl bir saygısızlıktır? Batsın sizin halkçılığınız, batsın sizin dünya ve mal sevdanız!
GÖLGE ADAM’ın notu: Biliyorum meraktan adeta çıldırıyorsunuz! Rahat olun Kozmik Oda’nın kapılarını açtık, içeride neler var neler! Yazılarımı takip edin!