Kategoriler
Gündem Manşet

İstanbul’da Hafta Sonu Gezisi: Garipçe-Rumeli Feneri

SARİYERGAZETESİ.COM – HABER MERKEZİ

İstanbul’un Avrupa Yakası’nın kuzeyinde yer alan Sarıyer; sahip olduğu tarihi yalıları, yürüyüş alanları, koruları ve milli parklarının yanı sıra köyleriyle öne çıkan bir semt. Sarıyer’in Garipçe ve Rumeli Feneri köyü, özellikle hafta sonları vakit geçirmek isteyenler tarafından tercih ediliyor.

Sarıyer isminin tarihçesine dair, ilçenin adının tarih boyunca “Kutlu/Güzel Su” anlamına gelen “Simas” olarak anıldığı biliniyor. “Simas” isminin “Sarıyer” ismine dönüşmesi hakkında çeşitli rivayetler bulunuyor. Bu rivayetlerden birisi “Sarıyer” isminin, İstanbul’un fethi sırasında ölen “Sarı Er” lakaplı bir yeniçeriden aldığına dayanıyor. Rivayetlerden bir diğeri ise bir zamanlar Maden Mahallesi çevresinde altın ve bakır madenlerinin çıkarıldığı sarı renkli yarlardan aldığı ve semtin isminin önce “Sarı Yar”, sonra “Sarı Yeri” son olarak ise “Sarıyer” olarak anılmaya başlanmasıdır.

Garipçe ismi nereden geliyor?

Boğaz’ın en kuzeyinde yer alan ve geçim kaynağı olarak balıkçılığın ön plana çıktığı Garipçe’nin isminin ise eski zamanlarda Gyropolis (Akbabalar Şehri) olduğu biliniyor. Ayrıca bir efsaneye göre acımasız rüzgâr tanrısının damadı olan kralın sarayı buradaydı ve oğullarıyla birlikte Gyropolis’i her türlü tehlikeden koruyorlardı. Bir başka rivayete göre ise Garipçe’nin isminin Rumeli Feneri’ne olan yakınlığından ötürü “oldukça yakın” anlamındaki “Karibce”nin değişerek günümüze Garipçe olarak geldiği biliniyor.

Garipçe’de balıkçılığın önemli olmasından dolayı özellikle sahilde restoranların fazlalığı dikkat çekiyor. Garipçe’de görülebilecek tarihi ve turistik mekânlar arasında köyün meydanında yer alan Garipçe Köyü Camii; ahşap evlerin bulunduğu sokaklarda yürüyerek tepeye çıktığınızda ise Anadolu Yakası’ndaki Poyraz Kalesi’ne karşılık olarak, 4. Mustafa tarafından 1773‟te Baron de Tott’a yaptırılan Garipçe Kalesi bulunuyor.

İstanbul Boğazı’nın Karadeniz ile Birleştiği Köy

Garipçe’ye çok yakın bir noktada yer alan Rumeli Feneri köyü, Boğaz’ın kuzeyinde en uç noktada yer alıyor. Yaşayanların geçiminin büyük bir bölümünü balıkçılıkla sağladığı bu köy, Rumeli (Türkeli) Feneri’ne ve Rumeli Feneri Kalesi (Topçu Kalesi)’ne, balıkçı teknelerinin bulunduğu limana, manzara karşısında yemek yiyebileceğiniz kafeler ve balık restoranlarına ev sahipliği yapıyor.

Deniz seviyesinden 58 metre yükseklikte; Anadolu Yakası’nda bulunan Anadolu Feneri’nin eşi olan Rumeli (Türkeli) Feneri’nin uzunluğu 30 metre yüksekliktir. Gemilerin Karadeniz’den İstanbul Boğazı’na emniyetle girmelerini sağlamak üzere 1856 yılında tesis edilen fenerin inşası esnasında kulenin birkaç kere yıkıldığı; köyün ileri gelenleri tarafından burada bir türbe olduğundan dolayı yıkıldığını söylemeleri üzerine, önce türbenin yapıldığı, ardından bugünkü fener kulesinin inşa edildiği biliniyor. Rumeli Feneri köyünde gezebileceğiniz ve bol bol fotoğraf çekebileceğiniz diğer bir nokta Rumeli Feneri Kalesi ya da diğer adıyla Topçu Kalesi’dir. Karadeniz Boğazı’nın ağzında Osmanlı’nın başkentini kuzeyden gelişebilecek saldırılara karşı korumak amacıyla 1769 yılında inşa edilen Rumeli Feneri Kalesi’nin; tarih süresince defalarca onarım geçirdiği ve kalenin var olan kâgir yapısının dışında askerler için kışlalar bulunduğu biliniyor.

Nasıl gidilir?

Şehir yaşamının koşturmacası içinde mola vermek isteyenler için ideal bir rota olan Garipçe ve Rumeli Feneri köyünü ziyaret etmek isteyenler, Yenikapı-Hacı Osman metrosunu kullanarak, Hacı Osman durağından 150 numaralı İETT hattına aktarma yaparak Garipçe ve Rumeli Feneri köyüne ulaşabilirler.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir