SARİYERGAZETESİ.COM – METİN AKMAN – KÖŞE YAZISI
Güzel günlerin çabuk gelmesini dileyerek başlamak istedim. Son günlerde Türkiye’nin gündemi çok yoğun, yoğun olduğu kadar da dünya siyasetini de kapsayan kritik ve stratejik sorunlarla dolu. Ekonomide ise bu güne kadar ki ekonomi yönetimimiz zamanında alınmayan kararların dış etkenlerinde etkisinde kalarak doların çok artmasına ve piyasaların alt üst olmasına sebep oldu. Piyasaları bir türlü doğru yönde etkileyemeyen alınan tedbirler yükünün büyük bir kısmının halkın omuzlarına bindirilmiş olduğunu görüyoruz.
“Halkımızı mutlu edemedikten sonra alınan tedbirlerin çok önemi olmayacaktır.” Bazı söylemlere artık alıştık, çok üstüne basa basa söylenen çok ısrarla üzerine gidilen çok önemli ve kritik konuların çok basit bir şekilde neticelendiğini görebiliyoruz. Bu durum en son Amerikalı rahibin çok yüksek bir ceza alacağını düşünürken rahibin salıverilmesi gibi.
Bizim yargımız bağımsızdır, kimseden emir almaz biliyoruz, rahip olayında aklımız biraz karıştı suçlamaların ağırlığı sanki çok yüksek bir ceza alacağını düşündürdü işte burada acaba mecburiyetten hasıl olabilir mi diye kafamızda karışıklık var.
“Bizim için bu durumlarda acaba ekonomimize iyi yönde etki yapar mı beklentisi öne çıkmaya başladı, bunun sebebi de ekonomimizin kötü olmasının hepimizi çok yorduğu içindir.”
“Şartların iyileşememesi hem moralsizliğe ve hem de ümitsizlikten kurtulamamıza sebep oluyor.”
Bir gazetecinin ülkemizdeki bir büyük elçilikte kaybolması, çok sıkıntılı bir gündem yarattı. Bu kaybolmaya öldürüldü damgası vurulunca gizemi daha da arttı ve korku filmi gibi bir şekil aldı. Dünyanın konusu oldu, tabi ki ülkemizde bu olayın olması bizim için aydınlatılması açısından büyük önem taşıyor.
Yerel yönetimler seçimleri hızla yaklaşıyor. Mevcut başkanlar için heyecanlı bekleyiş devam ediyor. Yeni aday olacaklar henüz kendilerini gösteremediler. Meclis üyeliğine aday olacaklar partilerinde yüksek makamlara isimlerini iletme yarışındalar. Bu makamlara talip olanlar kendilerine öz eleştiri yaparak halka hizmet edebilecekleri konusunda önce kendileriyle anlaşmalılar.
Belediye başkan adayları ise çok daha ince ve detaylı düşünmek durumundalar, çünkü sadece halka hizmet yapmak değil daha önemlisi halkın parasının en iyi şekilde en faydalı şekilde nasıl kullanılacağını gerçekleştireceklerini halkın parasının boşa gitmemesi için kendilerini çok iyi hazırlamaları lazım. Hangi partiden seçilirlerse seçilsinler seçimden sonra herkesin Başkanı olmaları gerektiğini çok iyi bilmeleri lazım. Başkan seçilecekler danışmanlık konularında çok titiz davranmalılar danışman seçeceklerinin hem liyakat olarak yeterli hem konularında bilgi sahibi olmalarına dikkat etmeliler. Hayat ve iş tecrübesi yaşadıklarından öğrendiklerinle kazanılır. Tecrübeler insanların hata yapmalarını önler başarı kazandırır. Danışmanlık için çalışma hayatındaki kazanımlarına inandığınız insanları bulmaya çalışın derim.
Önemli bir konu da Atatürk’ün vasiyetinin meclis kararıyla CHP’den alınıp hazineye verilmesi. Bugüne kadar CHP vasiyete aykırı bir hareket yapmamış alnının akıyla yerine getirmiştir. CHP’nin vasiyeti yerine getirmekten başka bir görevi olmamıştır. Sanki CHP’yi suçlarmış gibi bir imajla bu işe girişmek haksızlıktır kanımca. Meclis’te alınacak kararla Atatürk’ün vasiyetini hiçe saymak milletvekillerinin bile hür iradeleriyle almamaları gereken bir durumdur. Ayrıca hazineye aktarılan hisselerin vasiyete göre kullanıp kullanılmayacağının takibinin nasıl yapılacağının da konuşulması gerekir diye düşünüyorum.
Sevgilerimle hoşça kalın sevgili dostlarım