
SARİYERGAZETESİ.COM – KÖŞE YAZISI – SÜLEYMAN İNCE
Boş yere İşkence çekmeyin.Umut tacirlerine inanmayın.İnsan umutsuz yaşar mı?
Umut nedir,ne işe yarar?
Şimdi:
Zeus’un kalbi insanoğluna nefretle dolmustu ve “İnsanlara öyle bir şey vereceğim ki,insanlar kendi yok oluşlarını mutluluklar kucaklayacak” diye yemin etti.
Zeus’un bütün kötülükleri sakladığı pandoranın kutusu açildığı zaman insanlar kutuda son bir kötülük kaldığını unutmuş idi.Umut…
Umut son kötülüktür,çünkü Zeus’un isteği insanların kendi istegi ile işkenceye teslim olmaları idi.İnsanlar kutuyu ve icindeki umudu iyi şans diye yorumladı ama Zeus’un istegini bilmiyorlardı…
Umut en büyük kötülüktür,umut son kötülüktür çünkü işkenceyi uzatır…
Umut ede ede insanlar hayatlarını heba ediyor.
Umut etmeyin,ummayın,hiçbir konuda…
Gerçekçi olmak,akılcı olmak varken,kendinizi işkenceye teslim etmeyin.Umut son kötülüktür. Umut kötülüklerin en büyügüdür…
Neyse…
“Mühür kimde ise, gerçek Süleyman odur…”
Bir işte yetki kimde ise,kuvvet ondadır, onun buyrukları geçer.Gün gelir mühür el değiştirir ve hüküm yok olur.
Yani:
Bu Dünya sanada kalmaz “Süleyman” …
Ayrıca:
Mührü eline alan kendini süleyman zannediyor.
Fırsat verildiği takdirde çıkarları için herşeyi yapan,karaktersiz, kemiksiz, “ben” oldumcu, mektebe dün gidip, bugün üstad olduğunu sanan insanlardan neler çektik neler..
Bu insanların turnusolü güç, iktidardır…
Sarıyer mi?
Her yerde olduğu gibi bu ilçede de bir mazlum yok, mazlumun ağını alan bir zalimde yok… Burada herkes mazlum ama zalimin tarifi yok…
Burada akrep yok, çiyan yok,yılan yok…
Taşı kaldırmayana hiçbir şey yok…
Taşı kaldırana akrep çok,çıyan çok,yılan çok…
Bizim suçumuz ideal yolundaki taşları kaldırma girişiminde bulunmaktır…
Herkes kendine oynuyor,halbuki iki kesim var. Biri yerleşik düzen,diğeri “Öbürleri”..
Şimdi bu yerleşik düzen bir karar verecek…
Ya kimse benim umurumda değil diyecek,yada:
“Yahu biz ne yaptık ki,bu hale geldik” diyecek ve dinleyecek.Bunun bir sonu yok…
O kadar uzun zamandır mağdur ve mazlum kaldık ki masumiyeti kaybettik.Tekrardan eski masumiyeti kazanabilir miyiz diye bir bakıp denemek lazım.
Kimin eli temiz?
Her insan en az bir defa eşi dostu,arkadaşı veya sevgilisi tarafından sırtınfan hançerlenmiş ve bu durum insanın doğasında var.Önemli olan o hançerin derine saplanmaması…
Sarıyer Siyasetinde kimler bedel ödedi veya ödüyor?Kimler bedel ödemeden büyük imkan sahibi oldu?
İlk başta kaos politikasını yıkmak gerekiyor…
Siyasal hayatta öyle yada böyle,o yada bu şekilde bedel ödemiş herkes ile görüşmek ve insaniyet,arkadaşlık bazlı geleceğe yönelik adım atmak şarttır…
Bedel ödemiş insanlar birbirine kırgın olabilir, hatta bir birine kötü söz söylemiş olabilir, birbirine güven duymuyor olabilir ama bizik gibi insanlara düşen ateşe benzin değil su dökmektir….
Bu ülkede CHP’li olmanın ağır bir bedeli var ve bu bedeli iliklerine kadar his eden bizleriz..
Peki:
Büyükler küçüklerin ayaklarına gider mi?Büyükler küçüklerini unutulsa ve büyükler küçüklerini ateşe atıp kaçarsa,küçükler gelir,ateş topu gibi yapışır herkesi yakar!
Siz bizim ciğerlerimizden nefes alıyorsunuz ve siz hançeri ciğerimize saplamak istiyorsunuz.
Ne büyük büyüklüğünü,ne küçük küçüklüğünü biliyor.Ne kadar daha böyle devam eder?
Samimiyetsiz ve çıkarcı “X ve Y”nin hazin sonu!!
X:
“Bu artık fikir ayrılığı değil,yol ayrılığı.Kör çobanın sürüsünün akıbıyeti uçurumdur.Ben sana uçurum var diyorum,sen kulaklarını tıkadın.Yol neresi bana bunu söyle”
Y:
-“Yola birlikte çıktık,yol bitmeden ayrılık olmaz. Bana güvenmiyor musun?Senin derdin ne?Bana niye ihanet ediyorsun.Senin kitabında yola çıktığın arkadaşını yarı yolda bırakıp,karşı tarafa gitmek var mı.Sana yakışan bu yolun sonunda uçurum dahi olsa benimle birlikte,o uçurumdan atlamaktır.”
X:
-“Ne ihaneti,seni baş yapan kim,bana bunu söyle,seni kim tanıyordu.Ben sana uçurum var diyorum,sen duymuyorsun.Şimdi beni gör,beni dinle…
Sen işinle ailen ile ilgileniyor iken,ben bu işler ile ilgileniyordum.Asıl ihanet seni başkan yapanları hiçe saymaktır”
Yani:
“Ben” her şeyim dedirten güç zehirlenmesi ile sen bi şey değilsin,sen kuklasın ve “biz” olmaz isek sen bir hiçsin,biz ne dersek onu yapmak zorundasın,her şeyi bize danışacak ve izin alacaksın yaklaşımı…
Bu iki ucu pisli değnek,pisliğin kendi tarafında olduğunu kabul etmez.Her iki taraf kendini haklı görüp,insanların,partinin ve ülkenin hayatı üzerine kumar oynar…
İnsan her şeyden önce kendi haddini bilmeli…
İnsan eti ağırdır, her babayiğit taşıyamaz…
Taktik basit….
İnsanların kaynaşmasına engel ol ve kimse birbirini tanımasın.Herkes birbirine mesafeli dursun.Araya kin nefret,iftira ek.Herkes birbirini yesin.Dedikodu ile birbirleri hakkında fikir sahibi olsunlar.Kimse kendini doğru bildiği tarz ve şekilde ifade edemesin…
Sende keyfine bak. Artık kral sensin…
Rant var rant,bu rantın temelinde kirli siyaset var.İnsanları birbirine takıp,düşman edip keyiflerine bakıyorlar.Elbet bir gün bu insanlar bir araya gelir,birbirini tanır,sever,sayar ve saygı duyar vede anlar,tek yürek olur…
İşte o zaman bu rant çarkı kırılır,huzur olur ve kardeşlik hukuku oluşur…
İnsan kazanmak veya kaybetmek dünyanın en kolay şeyidir….
Herşeyden önce:
İnsanlık onuruna göre davranın.Para önemli, statü önemli,rahat bir yaşam önemli ama onur,gurur,şeref daha önemli.Çok hemde çok parası olan,makamı olan insan gördüm ama pul kadar değeri yoktu,küçücük dünyasında yaşadı,öldü ve unutuldu…
Bir seçim,topu topu basit bir yerel seçim.Tamam belediye paradır, güçtür, makam ve itibardır ama geçicidir.Lakin ilk defa olmuyor bu seçim.Kimler geldi kimler geçti. Geçenler ne oldu ki,siz ne olacaksınız???
Biz hayatımızı,ömrümüzü kutsal saydığımız davamıza adamışız.Davanın adamı olmuşuz…
Basit bir dava değil ki,basit bir ilçe ile yatıp kalkıp,bel bağlayıp gelgitler yaşayalım.Adam gibi yaşayıp,adam gibi öleceğiz nihayetinde..
Çok mu önemli?
Bizi dikkate almıyor ise,almasınlar.
Geçen kongre sürecini unutmuşlar.Bu işler para ile,makam ile olmuyor…
Şükrü bey ben yazacam diyorsa,tamam sorun değil ama bir daha 120 delege ile ilçe,il,kurultay hesabı yapamazlar.
“Sende meclis üyesi olacan”
Meclis üyesi olacanda ne olacan?
Sizden öncekiler de vardı.Onlar ne oldu ki,siz ne olacaksınız?Meclis üyesi olacan da,ne olacan?
Olanlar ne oldu ki,sen ne olacan,cennete mi girecen?Büyük adam mı olacan ve işte kırk huri,kırk nuri, şarap akan nehirler,her istediğin olacak falan filan mı olacak sanıyorsun?
Lakin ilçe kongresine,il kongresine,kurultaya taraf olsalar da kar etmez artık…
Nice insanla aynı hissiyatı,kaygıyı taşıyoruz…
Nice insanla:
Bir şekilde dostluk kurmuşuz,memleket kaygısı bizi dost yapmış.Yoksa nerede tanışacaktık ki?
Bu çok pis bir dünya,her tarafımız pislik içinde.
Yani:
Kanalizasyon da yaşayıpta temiz kalan tek bir canlı vardır,oda lağım faresi.Yaratılış gereği tüyleri mikrop tutmaz…
Lağım faresi gibi pisliğin içinde doğduk,pisliğin içinde yaşıyoruz ve pisliğin içinde ölecez ama temiz ölecez.Her tarafımız pislik olsada,üç kuruş için,üç kuruşluk çıkar için her şeyini feda edenlere rağmen.
Bu her şeyden önce bu bir haysiyet,şahsiyet mücadelesidir.Bizim kürkümüz mikrop tutmaz..
Bizim gibi insanlar boş yere çile çekmez.
Çile çekmek mi?
Osmanlı yaylarının kirişlerine çile adı verilirdi. Acemi okçunun yay çekme antremanlarına ‘çile çekme’ deniyordu.Okçuların dervişlik yönü de olduğu için tasavvufa ‘çile çekme’ deyimi ile aynı anlamdadır.Bize boş yere çile çektirdiğini veya bizi boşu boşuna çile çekiyor sananlar büyük hata ediyorlar.Biz çileyi iyi bilerek vede severek çekeriz,ki hedefimizi 12’den vurarım..
Şimdi birileri için:
Belediye meclis üyesi yazmak mı daha önemli, yoksa İlçe başkanı,yöneticisi,il ve kurultay gelegesi,parti meclisi gibi konumlar mı daha önemli?
Hangisi daha önemli,huzur,gelecek hangisinde?
Meclis üyeleri daha önemli ise,tamam,mühür kağıt,kalem sizde,isteğinize kalmıştır.Lakin diğerleri daha önemli ise işte o noktada biz varız ve biz kendimiz istemeden yok olmayız.
Bizim fikrimiz,düşüncemiz önemli değilse,ne olsa seçimden sonra olağan kongre süreci var.
O zaman ne kadar önemli olduğumuzu idrak edilir..
Yerleşik düzenin kaç delegesi vardı 130 mu? Huzur istiyoruz, sukunet istiyoruz,doğru düzgün siyaset yapıp ülkeye hizmet etmek istiyoruz.
Samimiyet,kardeşlik hukuku,dostluk istiyoruz.
Biz varız ve geçen kongre süreci nasıldı?Biz mi kaybettik,yerleşik düzen kazandı Umut?Gerçekten biz mi kaybettik?Biz öyle değerli ve güçlü şeyler kazandık ki,tarifi yok…
Gün ola,harman ola ve biz ise ekin idik,olduk harman…
Kimsenin bizi hiçbir şeye umdurup, umuda sokup,umut ettirip işkenceye çekemez…