SARİYERGAZETESİ.COM – KÖŞE YAZISI – RUKİYE AY
“Eylül toparlandı gitti işte
Ekim filan da gider bu gidişle”…
Türk edebiyatının usta şairi Turgut Uyar “Acıyor” şiirinin son kıtasında yer verir bu mısralara… Ben de içimden kaleme düşüp kağıda süzülmek isteyen cümlelerime bu güzel satırlarla başlamak istedim…
Zaman su misali akıp gidiyor. Her sabah doğan güneşin günbatımına kavuşmasıyla nefes alıp veriyoruz. İnsanoğlu günlük yaşamın koşuşturmacasında omzunda onca yükle ilerlemeye çalışırken hayatın acı tatlı sürprizleriyle de sürüp giden bir döngünün içerisinde kalıyor.
Yaşıyoruz… Günlerden, aylardan ve mevsimlerden geçerek. Bir de tabi “içimizdeki” mevsimler var ki onların iklimi insanı daha çok etkiliyor. Tıpkı hissettiğimiz yaşta olmak gibi…
Hayatın uzun belki de kısa yolunda ilerlerken kendimize “Ben bu yaşamdan ne aldım ve yaşama ben ne katabildim” sorusunu ister istemez sık sık soruyoruz. Belki gün içerisinde belki haftada ya da ayda bir kere de olsa aklımızın kenarından mutlaka geçiyor. İşte tam da bu noktada şunu fark ediyoruz: Zaman ne kadar da hızlı geçiyor! Peki, ne yapmalı?
Her sabah güne başlarken umudumuzu tazelemeliyiz. Meditasyon yaparak çevremizden ister istemez alıp içimizde biriken kötü enerjiden kurtulmalıyız. Günlük yaşamın rutin akışını da en az tatiller kadar sevebilmeyiz. Her şeyden şikayet etmek yerine çözümler üretebilmeli, olaylara karşı bakış açımızı da negatiften pozitife çevirebilmeliyiz. Belki biraz da “Pollyannacılık” hiç fena olmaz! Yaşamın bize açtığı kapılara arkamızı dönmeyip değer vermeli ve fırsatların bize kattığı farklı bakış açılarıyla yepyeni pencereler açabilmeliyiz. Çünkü yaşamak her yeni gün yeniden doğabilme sanatıdır.
Öyleyse, kahve kokusu, kitap ve şiir okuma keyfi, eğlenceli kısa seyahatler, bol kahkahalı sohbetler, yaşam enerjisi yüksek anlarla dolu geçecek bir sonbahar diliyorum.
Sevgiyle kalın…