***
Güzelim ülkemde farklı düşünmek hep suçtu; ancak bedelinin bu denli “ağır” olduğu böylesi günleri hiç yaşamamıştık…
***
İktidarlar “Bal tutan parmağını yalar” sözünü hep doğrulamıştı, ancak hiçbirinde “deveyi hamutuyla götürme” cesareti böylesine fütursuzca sergilenmemişti…
Yolsuzluk, adam kayırma ve particilik her dönem karşımıza çıkmıştı, ancak hiçbir zaman taraf olmayanın bertaraf edildiği böylesi bir hınca dönüşmemişti…
***
Düşünceleri ifade etmek hep cesaret istemişti, ancak hiçbirinde “ekmeğinden olmak”, “cezaevine konulmak” korkusuna dönüşmemişti…
Yargı her dönem iktidarlara yakın durmuş ancak hiçbirinde böylesi acımasız bir sopaya ve silaha dönüştürülmemişti…
Demokrasi karnemiz zaten hep zayıftı, ancak; özgürlükler ve insan hakları hiçbir zaman bu denli “mumla aranır” hale getirilmemişti…
***
İktidarlar her dönem kendi yandaşlarını koruyup kollamıştı, ancak devlet hiçbir zaman “kurtlar sofrasına” büsbütün yem edilmemişti…
“Devletin malı her zaman denizdi”, ancak denizde yüzmek bu denli kolay, rahat ve hesapsız olmamıştı…
***
Bu ülkede hep ezenler ve ezilenler olmuştu, ancak üstümüzdeyken ezilenleri (!) görmek ne gam bizlere nasip oldu…
***
Geçmişte basın her dönem iktidarların iş ortağı olmuştu, ancak hiçbir zaman bugün ki gibi suç ortaklığı ve militanı haline getirilmemişti.
***
Bu ülkede her zaman Alevi, Sünni, Kürt, Türk, Laz, Çerkez, Yörük, Boşnak vardı, ancak hiçbir zaman farklılıklarımız bu denli yüzümüze vurulmamış, farklılıklarımız bizi hiç bu kadar farklılaştırmamıştı…
Ülke olarak kendi içimizde hep kavgalıydık, onlarca yıldır yok yere didişip durduk, ancak hiçbir zaman böylesi bir “iç savaş” korkusu yaşamadık… Eskiden başımıza bela bir kaç örgütümüz vardı, sayelerinde ismini söylemekte bile zorlandığımız yenileri eklendi…
***
Bu ülkede iktidarlar her zaman “koltuk meraklısı” olmuştu, ancak hiç biri “koltuk bağımlısı”na dönüşmemişti…
Önceki iktidarlar da elbette sayısız hatalar yapmıştı, ancak ülkeyi yangın yerine çevirip, her defasında kandırılan yine de temiz (!) kalabileni hiç görmemiştik…
***
Siyaset her dönem din istismarından beslenmişti, ancak hiçbir zaman siyasetin “ana menüsü” yapılmamıştı… Kutsal değerlerimiz birkaç fazla oy uğruna hiç bu kadar örseletilmemişti…
***
Siyaset geçmişte de hep vazgeçilmezimiz olmuştu, ancak kardeşi kardeşe düşürecek, yatak odamıza ve ilkokullara girecek kadar tehlikeli hale getirilmemişti…
Evet doğru, Türkiye’de siyaset her zaman bir sopa olmuştu, ancak yarın kimi keseceğini bilmediğimiz böylesi keskin bir kılıca hiç dönüştürülmemişti…
***
Diyorlar ki bu ülkede hiç mi güzel şeyler yapılmadı… Evet elbette yapıldı… Ancak ne var ki yangına verdiğiniz evdeki tadilatlarınızla övünmeniz artık çok anlamsız… Çünkü yaptığınız tüm güzel şeylere ne yazık ki kibrit çaktınız…. Haksızlık etmeyelim! “Oyumuzun değerini de sayenizde öğrendik”…
***
İşte bu yüzden sevgili dostlarım…. 1 Kasım köprüden önceki son çıkış! Karar sizin!