2. dönemin riskleri! İşte Şükrü Genç’i bekleyen büyük tehlikeler!

30 Mart sonuçlarına göre sokağın nabzının açık ara Şükrü Genç’i gösterdiği, artık herkes tarafından resmen ve tartışmasız olarak kabul edilmiş oldu.

Şükrü Genç, sadece seçimleri kazanmakla kalmadı, Sarıyer’de birçok ilke de imza atmayı başardı… Örneğin;

–Sarıyer‘deki tüm partilerin aldığı oyların toplamından çok daha fazla oy alarak, sokaktaki her iki kişiden birisinin tercih ettiği isim oldu.

– Sarıyer tarihinde bugüne kadar peş peşe belediyeyi kazanan tek kişi oldu, sözde değil özde “efsane başkan” olmanın yolunu açtı…

– Partisinin ilçedeki oy oranını zirveye çıkardı, Sarıyer’i Kadıköyleştirdi, Beşiktaşlaştırdı, kısaca Sarıyer’i artık CHP‘nin tartışmasız kalesi yaptı…

– Bugüne kadar kendisine karşı yürütülen her türlü kara propagandayı; sandık sonuçları sayesinde bir gecede tümüyle bertaraf etmeyi başardı, davasında ve mücadelesinde haklı olduğunu sadece Sarıyerlilere değil parti içindeki tüm muhaliflere de gösterdi…

– Kısaca artık Sarıyer’in ve partisinin buradaki en güçlü, sözü en çok dinlenecek ismi olmayı başardı, genel merkezin bundan sonra üzerine titreyeceği, bir dediğini iki etmeyeceği gözde belediye başkanları arasındaki yerini çoktan aldı, CHP’nin gurur tablosu oldu, Kılıçdaroğlu‘nun ve adaylık sürecinde bile kendisine karşı çıkan istisnasız tüm tepe yönetimin olağanüstü güvenini kazandı.

İşte tüm bunlar ve daha fazlası elbette Şükrü Genç‘in ve onu destekleyenlerin kulağına hoş gelebilir, haklı olarak gururlarını ve ruhlarını okşayabilir…

Ancak Şükrü Genç için asıl tehlike ve mücadele bundan sonra başlıyor. Sarıyer’de artık son hezimetten sonra hatalarından ders çıkaracak ve kalite çıtasını daha da yükseltmek zorunda kalacak bir AK Parti olacaktır.

AK Parti, yeni dönemde Sarıyer’de çok farklı stratejilerle ve üst perdeden müdahalelerle muhalefet sergilemeye başlayacaktır. Şükrü Genç’in bundan sonraki muhatabı istese de istemese de bizzat Ankara ve AKP Genel Merkezi olacaktır. Genel Merkez, Sarıyer’deki kolay lokma Hüseyin Özdemir ve ekibinin yol haritasını çöpe atıp kendi planlarını devreye sokacaktır. Çünkü Başbakan için Sarıyer, kaybedilmesi tahammül edilmeyecek kadar önemli bir ilçedir.

Başbakan’ın buradaki tek hatası Sedat Özsoy‘u kendisine dayatan isimlerin verdikleri “seçimi kesinlikle alacağız” yeminlerine ve kefilliklerine fazlaca inanması olmuştur. Bu yüzden yeni dönemde bu süreci işi şansa bırakmadan bizzat kendisi yürütecektir.

***

Peki Şükrü Genç bundan sonra neler yapmalı, nasıl bir yol haritası izlemeli?

Şimdi gelelim bundan sonrasına… Şükrü Genç, asla “zafer sarhoşluğu, güç ve kibir zehirlenmesine” yakalanmamalı, bu başarıya ve kendisine güvenen insanlara, yolun daha başındayken yazık etmemelidir… Zafer sonrası türeyen iyi gün dostlarının rüzgarına kapılıp, gerçekçi ve tutarlı politikalar üretmekten uzaklaşmamalı, aksi halde bugün kendisine destek veren yığınların, ileride kendisini nefretle anabilecekleri bir siyasetçi durumuna düşebileceğini asla unutmamalıdır…

107 bin oy elbette güven demektir, büyük halk desteği demektir, inkar edilmez bir başarı demektir… Ancak aynı zamanda sorumluluk demektir, omuzlara yüklenecek yeni ağırlıklar ve sorumluluklar demektir…Hata yapma lüksü olmamak demektir, 107 bin kişiye mahcup olmamak için canla başla çalışmak demektir… Çünkü fethedilmeyecek kadar iyi korunan sağlam bir kale hiçbir zaman inşaa edilmemiştir, yeter ki karşısında iyi bir komutan, davasına canı pahasına sahip çıkan yığınlar olmasın…

Şükrü Genç bu yüzden işe önce güçlü ve yepyeni bir ekip oluşturarak başlamalıdır. Çünkü başarı ancak iyi bir ekip işidir. Şükrü Genç’in bugüne kadar hiç bir zaman tam anlamıyla güçlü bir ekibi olmadı, seçim süreci bile adeta 7 Kocalı Hürmüz misali yönetildi.

Sadece seçim dönemlerinde mantar gibi türeyen köşeyi dönme meraklısı ajansların hazırladığı saçma sapan afişler ve pankartlar yüzünden Şükrü Genç’in imajı büyük zarar gördü. Sarıyer’i bilmeyen, tanımayan kişilerin buldukları tek cümlelik katalog sloganla seçim süreci yönetilmeye çalışıldı. Ne Derbent‘e, ne FSM‘ye ne de kendine özgü sorunlar yaşayan diğer mahallelerdeki seçmenlerin ruhuna hitap edecek hiçbir söylem ve alt slogan kullanılmadı.

50 yıldır evinin yıkılmaması için mücadele eden vatandaşa, güvence veren hiçbir söylem sokak afişlerinde ve pankartlarda yer bulamadı. Ancak ne var ki Şükrü Genç’in kişisel oy potansiyelinin çok fazla olması, kendisinden oy götüren PR beceriksizliğini fazlasıyla gölgelemeye yetti.

Büyük umutlar bağlanarak açılan Sarıyer TV ise seçim döneminde bile ne yazık ki aktif olarak kullanılamadı… Sarıyer seçmenine tam olarak ulaşılamadı, belediye kendisini yeterince anlatamadı… Sonuç hezimet bile olsa, AK Parti’nin ve Sedat Özsoy’un propaganda yöntemleri çok daha başarılı ve profesyonelce yürütüldü…

***

Sarıyer Belediyesi’ndeki ekip eksikliği, bugüne kadar hep birkaç aklı selim müdür ile Başkan Yardımcısı Sevgi Atalay başta olmak üzere bazı cefakar insanların iyi niyetli mücadeleleri sayesinde telafi edilmeye çalışıldı. Bu insanlar, şartlar gereği, kendi alanlarının dışında kalan işlerle de ilgilenmek ve çözüm üretmek zorunda bırakıldı. Ancak yeni dönemde herkesin sadece kendi işini yapacağı, diğer alanlardaki boşlukları telafi etmek için olağanüstü mesai harcamak zorunda bırakılmayacağı güçlü bir düzen ve sistem kurulmalıdır…

Şükrü Genç, yeni döneminde, eski dönemin hırpalanmış ve sadakat sınavını kaybetmiş isimlerine bir şans daha vermemelidir… Belediye deneme tahtası, aynı kişilere tekrar tekrar sadakat sınavlarının yapıldığı bir kurum değildir… Önemli makamlar ve görevler; üzerinde kocaman soru işaretleri taşıyan kişilere değil, o koltuğu doldurabilecek liyakat sahiplerine verilmelidir.

Şükrü Genç, kendisine en büyük zararın geçen dönemin ilk yıllarında o koltukları dolduran liyakatsiz kişilerin uygulamalarından geldiğini unutmamalıdır. Bu yüzden duygularıyla değil, aklıyla hareket etmeli, ilerde kendisine puan kaybettirecek toplumun da kabul etmeyeceği kişileri vitrine kesinlikle koymamalıdır. Herkesin gözünün bizzat kendi üzerinde olduğunu bilmeli, hizmet çıtasını yükseltmenin yolunun, kalitesi yüksek bir kadrodan geçtiğini aklından çıkarmamalıdır.

Kendisinden makam bekleyen kişilerin, sadece ona ne kadar bağlı olduğuna değil, o makamı ne kadar doldurabileceğine de bakmalıdır… Seçim döneminin zorlu günlerinde bazı kişilerle ilgili vermiş olabileceği duygusal vaatleri, bugün sağlıklı bir şekilde yeniden gözden geçirmeli, anlık heyecanına yenilip yanlış görevlendirmeler yapmamalıdır.

Sokakta hiçbir karşılığı olmadığı, zafer sürecine arpa boyu kadar katkısı dahi olmadığı halde, tek amacı pastadan pay kapma derdinde olan işgüzarları yakın çevresinde barındırmamalıdır…

Kendisinin, nice fırtınalı denizlerden boğulmadan çıkabildiğini ancak yanlış tercihler yapması halinde çocuk havuzunda bile boğulabileceğini asla unutmamalıdır…

Zor günlerde kendisine sahip çıkıp mücadelesine ortak olan dostlarını, Sarıyer’in fırtınalı günlerinin hiç bitmeyeceğini düşünerek iyi gün dostlarıyla değişmemelidir… 5 yıllık süreçte yaşadıkları deneyimler, ona; kimlerin iyi gün dostu, kimlerin de kötü gün dostu olduğunu öğretmiş, Sarıyer’in Brütüs cenneti olduğunu fazlasıyla göstermiştir.

Bu yüzden yeni dönemde Brütüslere asla yer verilmemelidir. Geçmişte kendisine verilen küçük makamları taşıyamayanlara yeni dönemde bir kez daha görev vererek, Sarıyer’e ve kendisine zaman kaybettirmemelidir. Bizzat zor dönemlerde benim de yaşayarak gördüğüm sadık birkaç müdür ile Başkan Yardımcısı Sevgi Atalay’ın değeri bu süreçte çok iyi anlaşılmalı, kara gün dostları kurda kuşa yem edilmemelidir.

Şükrü Genç yeni dönemde artık dostunu ve düşmanını iyi bilmeli, çiçeği burnunda meclis üyelerine de bunları iyi öğretmelidir. Yoğurdu artık üfleyerek yemeli, bundan sonraki kararlarında ince eleyip sık dokumalıdır. Herkes hata yapabilir ancak aynı hataları yeniden yapmaya çalışmak insanın aklının sorgulanmasına neden olur.

Şükrü Genç, yeni döneminde artık çok daha radikal ve cesur kararlar almayı, suyu akışına bırakacak tavırları bir kenara bırakmayı bilmelidir. Artık bu dönemde alacağı her karardan, belediyede görevlendireceği her insandan doğrudan kendisi sorumludur. Bu dönemde tüm yetkiler bizzat artık kendisindedir.

Yeni döneminde; geçmişte üst makamlar tarafından kendisine dayatılıp zoraki mesai arkadaşı yapılan isimler olmayacağı için, sevabıyla günahıyla belediyedeki herkesin tüm vebalini bizzat kendi üzerine alacaktır. Artık kadro sorunu nedeniyle sığınabileceği hiçbir mazereti olmayacak, toplum da artık bu konudaki hiçbir mazereti asla kabul etmeyecektir. Şükrü Genç, 2. döneminde bir yandan dışarıdaki mütevazi kişiliğini korumalı, diğer yandan da içeride bugüne kadar hiç olmadığı kadar disiplin ortamını sağlamalıdır.

Seçim döneminde belediye içindeki huzuru bozanlar ve bir partinin militanı gibi davranarak adeta ihanet yarışına girenler, sadece ekmeğinin derdinde olan çalışanlardan ayrıştırılarak hak ettikleri gerekli muameleye tabi tutulmalıdır. Bu süreçte karnesi zayıf olan pek çok müdürün ve bazı başkan yardımcılarının “gelen gideni aratır” dedirtmeyecek yeni isimlerle değiştirilmesi gerekir.

***

CHP’li meclis üyelerinin bilmesi gereken 3 şey;

1- Ne oldum delisi olmayın! Belki de ilk kez meclise giriyor olmanız sizin duygularınızı ve egonuzu kabartabilir ancak bunu asla sokaktaki vatandaşa nezaketsizlik olarak yansıtmayın. Hele ki mütevazılığı ve halkçılığı sayesinde rekor bir farka seçimi kazanmış bir belediye başkanının listesinde olduğunuzu asla ama asla unutmayın! Her ortamda mütevazı ve saygılı olun!

2- Meclis üyesi olmanın verdiği özgüvenle, belediyedeki çalışanlara, memurlara ve müdürlere asla işgüzarlık taslamayın, “Ben sizin amirinizim” moduna girmeyin. Çünkü siz onların ne amiri ne de yöneticisisiniz. Belediyeyi babanızın işyeri olarak görmeyin, liyakat sahibi olmayan kişileri belediyede işe sokmanın gayretine girmeyin…

3- Sarıyer seçimlerinin kazanılmasının en büyük sebebinin CHP içindeki cefakar insanlar ile Şükrü Genç’in kişisel potansiyeli olduğunu unutmayın. Sarıyer Belediye Meclisi listesine verilen oy 101 bin iken Şükrü Genç’in şahsına verilen oyun 107 bin olduğunu aklınızdan bile çıkarmayın. Elbette istisnalar kaideyi bozmaz ancak içinizden pek çoğunuzun sokakta karşılığı olmadığını, birinci derecede kendi yakınlarından bile oy alamadığını asla unutmayın.

Şükrü Genç’in kişisel inisiyatifi ile meclise girebildiğinizi, pek çoğunuzun bir gecede partili yapılıp ertesi gün meclis listesine alındığını unutmayın. Partide yeni olduğunuz için belki CHP’yle gönül bağı kurmakta şimdilik zorlanabilirsiniz, ancak size değer verip kendisini size referans kılan Şükrü Genç’e ve onu destekleyen 107 bin seçmene vefa borcunuz olduğunu aklınızdan çıkarmayın. Sizin yapacağınız her hatanın faturasının bizzat Şükrü Genç’e çıkarılacağını iyi bilin. Şükrü Genç’e ve CHP’ye karşı bugüne kadar acımasızca muhalefet sergileyen kişilere ve kesimlere yaranma derdine girmeyin…

Hangi partili olursa olsun herkesin sorunlarını çözmek için gayret edin, muhtarlar ve STK yöneticileriyle olağanüstü olumlu ilişkiler geliştirin, sokakta söylediğiniz laflara ve davranışlarınıza çok dikkat edin… Sarıyer’in hangi kahvesine gitseniz ismini hatırlayamadığınız eski bir meclis üyesinin hemen yanı başınızdaki bir masada oturuyor olabileceğini unutmayın..

Yıllardır siyaseti yakından takip eden bir gazeteci olarak şunu çok rahat söyleyebilirim; “Bugüne kadar kendini beğenip de bir yere gelebilen ve kalıcı olabilen hiç kimseye rastlamadım.” Eğer siz de bugüne kadar gelmiş geçmiş yüzlerce meclis üyesinden birisi olmak istemiyorsanız, çalışın, çalışın ve yine çalışın…

NOT: Yukarıdaki yazımızın içeriği elbette tüm meclis üyelerini kastetmemektedir, kimsenin kişiliğine hakaret etme amacı taşımamaktadır. Bu yazıdan gerekli yapıcı mesajları alması gereken bazı kişilerin olduğuna ve geçmişte yapılan basit hataların tekrarlanmaması gerektiğine inanıyoruz. Bu yazımızdan dolayı gerek bize tebriklerini ileten, gerekse bizi eleştiren ve yazımızdan dolayı rahatsız olduğunu ileten herkese teşekkür ediyoruz. Amacımız kimsenin rencide olması değil, herkesin gıbta ettiği bir ilçe olmanın adımlarını atmaktır. Sarıyer’de önümüzdeki 5 yılda çok güzel hizmetlerin verileceği umuduyla herkese teşekkür ediyoruz…

Bitti…