SARİYERGAZETESİ.COM – RUKİYE AY – ÖZEL RÖPORTAJ
Çok yönlü sanatçılığıyla eserler veren Özdemir, Sarıyer Gazetesi’nin sorularını yanıtladı. Özdemir; yeni çıkan kitabı için “Gezgin’i” yazmamın nedeni halk müziği ezgilerine ve türkü sözlerine en derinlerimde duyduğum sevgidir” diye konuştu.
Sizce sanatçı olabilmek insanın doğasında doğuştan mı vardır? Nasıl yorumlarsınız?
Yaygın bir tanımlama var, ben de katılıyorum. Denilir ki, “Dehanın onda biri yetenek, onda dokuzu emektir.”
Kendinize geçmişten bu yana baktığınızda şiir yazmak için biriktirdiğiniz duygulara “zaman” neler kattı?
13 yaşımda ilk şiirimi yazdım, 15 yaşımdan itibaren şiirlerim yayınlanmaya başladı. Türkiye de çok erken yaşta ürünleri kitaplaşan yazarlardan biriyimdir. İlk kitabım yayınlandığında henüz 21 yaşındaydım. Bugün 23 kitabı yayınlanmış 3 kitabı da yayına hazır 26 kitap yazmış, ayrıca müzik ve tiyatroda görkemli ürünlere imza atmış bir sanatçı olarak, biriktirdiğim estetik ve kültürel değerlerin ışığında çalışmalarımı sürdürüyorum. Zaman, üretmeyeni çürüttüğü gibi, üreteni de büyütüyor.
Sazı muhteşem bir yetenekle çalabilmenin yanı sıra Türkiye’de ilk kez şelpe tekniğiyle eserlerden oluşan bir müzik albümü çıkardınız. Bir sanatçı için ilgili olduğu alanda “ilk” olmak nasıl bir duygudur?
Hem yazın alanında hem müzikal alanda çok sayıda ilke imza attım ben. Yaşadığımız yüzyılda, dünyada altı tane müzik aleti icat edildi altısı da benim icadım. Türkiye gibi geri kalmış toplumlarda bu gibi yeniliklerin zenginliklerin pek anlamı olmuyor. Dünya genelinde de ilgi görmemiş olsaydım, yarattığım ilkler nedeniyle herhalde kederden boğulurdum.
Altı tane enstrüman icat ettiniz ve bunlar içerisinde en çok “Ta’yı” önemsediniz. Ta enstrümanının sesini nasıl tarif edersiniz?
“Ta” için, bağlamanın çok çok gelişmiş hali diyebiliriz. Çünkü bu enstrümanın klavyesi, bağlamanın temel boyları olan curanın, çöğürün, tamburanın ve divanın klavyesini içeriyor. Yedi oktav ses hacmine sahip, dünyanın en gelişmiş enstrümanlarından biri özelliğini taşıyor. Merak eden okurlar Youtube’dan izleyebilirler.
Sanatçı olarak yaşamı nasıl gözlemliyorsunuz?
Bu sorunuzun cevabı tam bir kitap boyutu içeriyor. O nedenle yaklaşık altı aydır yazmaya başladığım kitabımda bütün pitoreskiyle yaşamı nasıl gördüğümü yazıyorum.
Son çıkan kitabınız “Gezgin” bir yılda üçüncü baskısını yaptı? Okuyucuyu bu kadar sürükleyen sizce nedir?
“Gezgin” adından da anlaşılacağı gibi, bir gezgini anlatıyor. Diğer gezginlerden farklı. Benim gezginim, atıyla sazıyla dolaşan, türküleriyle ışık saçan bir halk aşığı. Anadolu’nun, Asya’nın kadim felsefesini yaşadığı günlere taşıyan bir kültür elçisi. Okurun ilgisini çeken de bu. “İnce Memed”den bugüne yazılmış en görkemli Anadolu destanı.
Kitaplarınızı yazarken size ilham veren duygu nedir?
“Gezgin’i” yazmamın nedeni ise, halk müziği ezgilerine, türkü sözlerine en derinlerimde duyduğum sevgidir.
Çok yönlü bir sanatçı olmanın yaşamınıza etkileri neler?
Yalnız ben çok yönlü değilim, gerçek sanatçılar çok yönlüdür. Biz onları öne çıkan performanslarıyla tanırız.
İstanbul’un gözbebeği Sarıyer ve okuyucuları için bir mesajınız var mı?
İstanbul’un en güzel semtinin insanlarına, Sarıyer halkına selam ve saygılarımı sunarken, yaklaşan belediye seçimleri sonucunun Sarıyer ve tüm İstanbul için en hayırlısı ne ise onun olmasını diliyorum.
Muzaffer Özdemir kimdir?
5 Şubat 1961’de doğdu. İlk şiirlerini 13 yaşında yayınladı. Birçok dergi ve gazetede çeşitli inceleme yazıları ve şiirleri yayınlanan Özdemir, 1987 yılında “20.Yüzyıl Büyük Türk Şiiri Antolojisine, 1989 yılında “Behçet Necatigil Edebiyatımızda İsimler Sözlüğü” ne, 1999 yılında “Cumhuriyetten Günümüze Türk Şiiri Antolojisi”ne, 2001 yılında “Yüzyılın Türk Şiiri Antolojisi” ne, aynı yıl “Emek Şiirleri Antolojisi”ne, “Tanzimattan Bugüne Edebiyatçılar Ansiklopedisi”ne, 2006 yılında Türkiye Edebiyatçılar ve Kültür Adamları Ansiklopedilerine alındı. 2007 yılında Türk Edebiyatında Yazarlar ve Şairler Sözlüğü’ne alındı. 2005’ten beri, beş ayrı ilde yayınlanan yerel gazetelerde köşe yazarlığını sürdürüyor. Bugüne kadar yirmi iki kitabı yayınlanan sanatçının film müziği, belgesel müziği çalışmalarının yanı sıra kendi bestelerini içeren beş de albümü piyasaya sunuldu. Sezen Aksu, Uğur Yücel, Kenan Işık, Enis Fosforoğlu, Yalçın Menteş, Abdullah Şahin ve daha birçok ünlü isimle çalışan sanatçının bazı şiirleri Edip Akbayram, Hasret Gültekin, Onur Akın ve daha başka sanatçı tarafından seslendirildi.1994’de İstanbul İkitelli’de yerel bir dernek ve Küçükçekmece Kaymakamlığı’nın çabalarıyla kurulan beş bin kitaplı bir halk kütüphanesine adı verildi. Uluslararası Pablo Neruda Barış Şiirleri yarışmasında “Bir Sohbetin Özeti” adlı şiiriyle ödül aldı. Türkiye’de ilk şelpe (elle çalınan bağlama) kaset ve CD’sini yayımladı. Altı enstrüman icat eden Özdemir, bunların içinde Ta’yı çok önemsiyor. Ta, curanın, çöğürün, tamburanın ve divan sazının seslerini aynı anda duyuruyor. Yurt içinde, Asya ve Avrupa’nın tüm ülkelerinde, uzak doğu ve Afrika’nın bazı bölgelerinde konserler veren sanatçı, yaklaşık elli ülkenin katılımıyla Londra’da gerçekleştirilen geleneksel uluslararası Folklor festivallerinin Türk jüri üyeliğini yapmaktadır. 1998’de BBC’de, 1998-99’da İstanbul’da Uluslararası Mistik Müzik Festivalinde ve 2010 yılında İstanbul Kongre Merkezinde verdiği konserlerde çok beğeni topladı. Özdemir 2013 yılından beri Zorlu Center’da sahneye konan Kibritçi Kız Müzikali’nde Bremen Çalgıcısı’nı oynamaktadır.