SARİYERGAZETESİ.COM – RUKİYE AY – RÖPORTAJ
Saadet Partisi Sarıyer İlçe Başkanı Avukat İsmail Demir, Sarıyer Gazetesi’nin sorularını yanıtladı. “Siyasette zenginleşilmez, fakirleşilir” diyen tecrübeli siyasetçi Avukat Demir, “Seçimi kaybettik, ama biz “kazandık” diyoruz. Çünkü hedefimiz koltuk değil. Sarıyer’de halkımız Saadet içinde olsun istiyoruz” şeklinde konuştu.
Kısaca kendinizi tanıtabilir misiniz?
1963 Giresun Şebinkarahisar doğumluyum. Evli ve 8 çocuk babasıyım. Sarıyer’deki ofisimde serbest avukatlık yapıyorum. Şu anda da Saadet Partisi Sarıyer İlçe Başkanlığı görevini yürütüyorum. Daha önce Refah Partisi İlçe Başkan Yardımcısıydım, sonra Fazilet Partisi Kurucu İlçe Başkanı oldum. Daha sonra ise Saadet Partisi kongresinde ilçe başkanı olarak görevlendirildim.
Son günlerde popüler olan Saadet Partisi neyi savunuyor?
Saadet Partisi’nin son günlerde popüler olması söylediklerini değiştirdiği anlamında değildir. Milli görüş partilileri olarak hep aynı şeyi söylüyorduk. Bugün de yine aynı şeyleri söylüyoruz. Fakat daha önce bazı şeyler öne çıkmıyordu. Biz diyoruz ki “Bu düzen bozuk, bu düzeni değiştireceğiz adil düzeni getireceğiz.” Biz adaleti, insan haklarını ve özgürlükleri savunuyoruz. Ama bunu medya kimi zaman görüyor kimi zamansa hiç görmüyor.
Şeker fabrikalarıyla ilgili neler söylemek istersiniz?
Türkiye’de özelleştirme “kapatmak” demek. Bundan önce özelleştirilen şeker fabrikalarının hepsi kapatıldı. Şeker fabrikaları satılamaz diyoruz. Şu anda Türkiye’de işsizlik var ve TÜİK’in verilerine göre insanımızın yarısı açlık sınırının altında yaşıyor. Türkiye’de son 15 yıldır makaslar açıldı ve zengin daha zengin oldu, fakir daha fakir oldu. Bankalardaki milyarder sayısı arttı. 80 milyon Türkiye çalışıyor 1 milyon kişi yiyor. Şeker fabrikaları binlerce çiftçi ailesini destekliyor. Zaten Türkiye’de tarım bitmiş, şeker fabrikaları da özelleştirilirse tarım tamamen bitecek. 20 yıldır çiftçiye verilen destek şekli hiçbir ülkede yok. Başka ülkelerde çifti ürününü götürüyor ve parayı alıyor. Çiftçiyi üretime teşvik ediyor. Türkiye tarım ülkesi dedik ve sanayi yapmadık ama tarım da bitti. Ülkemiz ekonomik ve sosyal bir çıkmazın içine girdi. Maddi ve manevi kalkınmanın birlikte yürümesi gerekir. Birini ihmal edersen olmaz. Sosyal, ekonomik ve ahlaki yozlaşma Türkiye’de aile kavramını bitme tehlikesine düşürüyor.
Türkiye’de Ak Parti politikalarını eleştiriyorsunuz. Peki, bu eleştiriyi Sarıyer için yerel kapsamlı eleştirecek olursanız neler söylemek istersiniz?
Sarıyer’de en büyük sorun gecekondu yani mülkiyet sorunudur. Sarıyer’de mülkiyet sorunu çözülemedi. Sarıyer, büyükşehir, başbakanlık ve hükümet Ak Parti’de olduğu dönemde çözülemeyen sorunlar süregeldi. Dolayısıyla bakıyorum CHP de şu anda çözüm odaklı çalışmıyor. CHP’nin Sarıyer’de vatandaşa tapusunu vermek için imar ıslah planı uygulaması gerekiyor. Bunları Sarıyer Belediyesi tek başına yapamıyor ve planlar İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne gidiyor. Büyükşehir CHP’li belediye bunu yapıp prim almasın istiyor. Dolaysıyla Sarıyer’in en büyük sorunu olan mülkiyet vatandaşın sırtında kambur gibi duruyor. Ne olacak diye tedirgin yaşıyorlar.
Sarıyer’de diğer partilerin çalışmalarında doğru ve yanlış bulduğunuz şeyler var mı?
Sarıyer’de CHP’li belediye olarak Sarıyer Belediyesi’nin bazı çalışmalarını beğeniyorum. Özellikle mülkiyetle ilgili çözüm arayışı içerisindeler ama bunu kentsel dönüşümle halletmeye çalışıyor. Esas çözümle uğraşmıyor. Burada yapılması gereken iş vatandaşı mülkiyet sahibi yapıp onu rahatlatmak. Ondan sonra imar ıslah planıyla vatandaşın tapusunu verse burada gecekondu kalmaz. Sarıyer’de her yer imara açıldı. Dere yataklarının koruma alanları 50 metreydi 5 metreye indi. Binalar yapıldı. İstanbul zaten betonlaştı.
Türkiye için başkanlık seçimleriyle ilgili neler söylemek istersiniz?
Başkanlık sisteminde başkan güçlüdür, ama denetleyen senato vardır. Türkiye’de biz buna “evet diyemeyiz” dedik çünkü meclisin denetim yetkileri olmayacaktı. Meclis artık hükümeti denetleyemiyor. Biz dedik ki bu başkanlık sistemi değil, Türkiye’ye özgü bu sistem “diktatörlüktür” dedik. Biz buna hayır demedik ama “evet diyemeyiz” dedik. Biz ne istiyoruz bağımsız meclis yargı istiyoruz. Kuvvetler ayrılığı içinde bağımsız olması lazım.
Saadet Partisi Sarıyer İlçe Başkanı olarak gelecek dönemlerde neler yapmayı düşünüyorsunuz? Saadet Partisi olarak Sarıyer’i yönetmek istiyor musunuz?
Sarıyer’de Saadet Partisi olarak bizde görev istenmez verilir. Bizde aday oluyorum diye taban yoklaması yapılır. Belediye başkan adayı belirlenir. Sadece yoklama değil başka kriterler de vardır. Bizde teşkilatımız ne görev verirse bu yapılır. Teşkilatım bana 2007 yılında milletvekili adaylığı, 2009 yılında Sarıyer belediye başkanı adaylığı verdi. Biz takatimizin sonuna kadar çalıştık. Hep dedik ki “seçimi kaybettik ama biz kazandık” dedik. Çünkü inanıyoruz ki elimizden geldiği kadar çalıştık ve milletimize inandık. Millet bizi seçmedi. Çünkü bizim hedefimiz koltuk değil. Biz millete hizmet için yola çıktık. Belediye başkanlığı, başkanlık ve bakanlık bizim anlayışımızda garson devlet anlayışı vardır. Biz garson başkan olacağız, hizmet eden olacağız. Koltuk eskitmeyeceğiz ayakkabı eskiteceğiz dedik. Vatandaşımızın kapısına gidip soracağız dedik. Ama halkımız oy vermedi. Hiç üzülmedik. Hedefimizde başkanlık bizim için ateşten bir gömlek. Yoksa biz hep deriz siyaset hizmet sanatıdır. Siyasette zenginleşilmez fakirleşilir. Siyasette bir adam zenginleşiyorsa yanlış yapmıştır. Siyaseti hizmet için yapıyoruz ve bu mücadeleyi Sarıyer’de halkımız saadet içinde olsun diye de çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Biz Saadet Partisi olarak herkesin başını sokacağı bir evi olsun istiyoruz. Herkesin ocağında bir aş pişsin.