SARİYERGAZETESİ.COM – YASEMİN CEBECİ – KÖŞE YAZISI
İsimlerini çiçeklerden alan nice kadın var. Yasemin, buket, gül, defne, lale, menekşe, açelya, fulya, nergis, kardelen… Çünkü kadınlar bir çiçek kadar narin ve aslında bir ağaç kadar da kökleri derinde güce sahipler. Her yıl milyonlarca kadının uğradığı şiddet hepimizi derinden sarsıyor. Öyle hayat hikayeleri var ki! Hangi birisini sayalım… Erkeğin kadına, kadının kadına, insanın hayvanlara ve bitkilere olmak üzere şiddetin alanı o kadar geniş ki…
Türkiye’de özel günlerin sayısı çok fazla ve bunlar aslında bir bakıma değerlerimizi hatırlatmak için gereklidir. Bunlardan bir tanesi de 8 Mart Dünya Kadınlar Günü! Dünya Kadınlar Günü her yıl 8 Mart’ta kutlanan ve Birleşmiş Milletler tarafından tanımlanmış uluslararası bir gündür. İnsan hakları temelinde kadınların siyasi ve sosyal bilincinin geliştirilmesine, ekonomik, siyasi ve sosyal başarılarının kutlanmasına ayrılmaktadır. Türkiye’de kadın olarak yaşamanın güçlüklerini hepimiz biliyoruz. Yaşamın tüm yüklerini göğüsleyip mücadeleye devam ediyoruz. Anne olarak üzerimize çok görev düşüyor. İş hayatında özveri gerekiyor. Her konuda mükemmel olabilmek için koşturup duruyoruz.
Türkiye kadınlara yönelik cinayetler sıralamasında ne yazık ki dünyada ilk sıralarda yer alıyor. Bir de cinayete kadar varmasa da eşlerinden ya da yakın çevresinden şiddet gören kadınların sayısını düşünün. Rakamların ne kadar büyük olduğunu tahmin edersiniz. Erkeklere göre kadınlar; kimi zaman kadın gibi gülmedikleri, kimi zaman hadlerini bilmedikleri, kimi zaman da sınırlarını aştıkları için öldürülüyor. Peki, bu sınırları kim koyuyor? Kadının nasıl giyineceği, nasıl güleceği ve nasıl davranacağını erkekler mi belirler? Kadınlar, insan olmalarından dolayı kendi sınırlarını çizemez mi, kendi doğrularını bulamazlar mı? Elbette çizebilir, elbette bulabilirler… Çünkü kadınların da akılları vardır.
Dünyanın en büyük ve güçlü ülkelerinin ortak özelliği kadınlara verdikleri değerdir. Bu asla bir tesadüf olamaz. Türkiye eğer büyük ülke olmak istiyorsa kadınlara gereken değeri mutlaka vermek zorundadır. Kadın annedir, kadın gerçekten kutsaldır… Aslında toplumdaki şiddeti azaltmak biraz da elimizde diye düşünüyorum. Çünkü eğer yetiştirdiğimiz evlatlarımıza, iyiliği, şefkati, merhameti, saygıyı ve sevgiyi nakış nakış işlersek toplumu oluşturan her bir birey mükemmel olur. Öncelikle kişinin kendisine olan saygısı tüm çevresine olan saygı için belirleyici olacaktır. Aynı zamanda bir kadının önce kendisini sevmesi gerekir ki karşısındaki insandan da aynı davranışı görebilsin. Çünkü kendisini sevmeyen bir insan hayatta başarılı olamaz.
Tüm kadınların 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü kutluyorum. Sevgiyle kalın…